13 Nisan 2013 Cumartesi

SGK ile yaşadığım sorun! İşsiz kişilere çıkartılan SGK borcu!

Merhaba,

Arkadaşlar işten ayrıldıktan sonra SGK tarafından 7 ay sonra gönderilen SGK borcu ile ilgili sizlere bilgilendirme yapmak istedim. Benim başıma geldi ve böyle bir uygulama olduğunu bilmiyordum. Onca çıkartılarak borçtan yanan vatandaşlarımızdan olmayın! İşsiz olan birisine devlet nasıl borç çıkartır? Size de mantıklı gelmiyor değil mi? Genel Sağlık Sigortası Tebliğ adı altında gelen bilgilendirme de gelir tespiti yaptırmam gerektiğini yaptırmadığım taktirde asgari ücretin 2 katından kabul edeceklerini beyan eden bir bilgilendirme! İş yerinden izin alıp SGK'ya gittiğimde bana borcumun olduğunu ve devletin işsiz bir vatandaş istemediklerini belirterek bunu ödemem gerektiğini bildirdi. 6 ay boyunca işsizlik maaşı aldığımı söylediğimde ise İŞKUR'a yönlendirip oradan belge aldığıma dair bir belge almamı istediler. İşkur'dan belgeyi aldıktan sonra tekrar SGK'ya gidip bu işlemi onaylattım ve borcumu sildirdiler. Yeni işime başladığımla işsizlik maaşının kesildiği gün arasında 11 günlük bir ücretin olduğunu söyleyerek e-devlet'ten arada sırada kontrol etmemi söylediler. Bu kadar saçma bir sistem olamaz. Sonradan aldığım bilgiye göre aylık 250 TL borç çıkartıldığını öğrendim yani 10 ay işsiz kalan bir insan 2.500 TL bir ceza çıkartılıyor. Bunun için yapmanız gerekenler ya gelir tespiti yaptıracaksınız, öğrenciyseniz öğrenci belgenizi alıp SGK'ya başvuracaksınız. Ben bu sisteme şahsen karşı çıkıyorum bu bilgiyi sizde paylaşın ve duymayan arkadaşlarınıza lütfen söyleyin! Madur olmayın!

Araştırdım bir milliyet blog yazarı bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi paylaşımı yapmış sizlerle paylaşmak istedim. Vaktiniz varsa kesinlikle bunu da okumanızı tavsiye ederim: http://blog.milliyet.com.tr/genel-saglik-sigortasi-cok-can-yakacak--/Blog/?BlogNo=343509
Kaynak: SGK

The Beetle. Yeniden yepyeni.

O, yıllar boyunca yüzünden hiç eksik etmediği kocaman gülümsemesiyle kalpleri fethetti. Ama şimdi bize farklı bir yüzünü gösteriyor. Çekici hatları ve sportif duruşuyla herkesin aşık olabileceği, seksi, güçlü ve etkileyici bir yüz.

21.yüzyıla özel Beetle karşınızda.


Yıllar önce milyonların ayağını yerden kesti.
Şimdi nefesleri kesiyor.

Beetle yollara ilk çıktığında yakıt tasarrufunda devrim yaratmış ve herkesin ulaşabileceği bir hareket özgürlüğü getirmişti. Sonra yakıt tasarrufuyla performansı bir arada sunan TSI ve TDI motorlar geldi ve bu, yakıt veriminde yeni bir dönüm noktası oldu.

İşte bu motorlar sayesinde, günümüzde sürüş keyfinden ödün vermeden tasarruflu bir şekilde araç kullanmak mümkün. Tıpkı Beetle’da olduğu gibi... Yeni Beetle’ın motorlarının gücüne ve DSG şanzımanın sunduğu sürüş keyfine karşı koymak çok zor. Yolda ona yetişmek isteyenlerin işi, daha da zor.

The Beetle 1,2 lt TSI 105 PS, 1,4 lt TSI 160 PS benzinli ve 1,6 lt TDI 105 PS tiptronik DSG motor seçenekleriyle sürüş keyfini doruğa çıkarıyor.


Şimdi daha sert görünüyor.
Ama her zamankinden daha eğlenceli.
21.yüzyılın Beetle’ı, navigasyon-radyo ve eğlence sistemleriyle Beetle ruhundaki eğlenceyi dışa vuruyor. Renkli dokunmatik ekranı, 30 GB dahili hafızası, harici ses girişi ve SD kart yuvasıyla eğlencenizi her yere yanınızda taşımanıza olanak tanıyor. Üstelik mobil telefon hazırlığı, Türkçe dil seçenekli navigasyonu ve bluetooth gibi özellikleriyle yolculuklar hiç olmadığı kadar keyifli.


Dışına yansıyan, içinin güzelliği.
Beetle’ın sıradışı tasarımı, yalnızca dış görünüşüyle sınırlı değil. Beetle ruhu, içeride de kendini hissettiriyor. Çift bölgeli tam otomatik klima sistemi klimatronik, çok fonksiyonlu deri direksiyon simidi, şık bir krom çıtayla süslenmiş gösterge paneli ve alımlı deri döşemeleri, ambiyans aydınlatması ve daha pek çok ayrıntı, iç mekanın diğer şık ve işlevsel ögeleri.

21.yüzyılın Beetle’ı ile tanışmak ve onu yakından görmek istiyorsanız sizi Volkswagen Yetkili Satıcılarına bekliyoruz.

http://tr.beetle.com/tr/tr/home



Bir bumads advertorial içeriğidir.

11 Nisan 2013 Perşembe

Bodrum Macerası (Günbet)





Evet bu sene erken rezervasyonlar kasım ayından itibaren başladı.Fiyatlarda ki değişiklik gözle görülür derece de artmaya devam etmektedir. Hemen hemen her hafta takip ederim (=

Geçen sene Ocak ayından Temmuz ayına Jolly Tur aracılığıyla Bodrum'un incisi Gümbette bulunan ve Ultra Herşey Dahil konseptini sağlayan İsis Otel & Spa'ya rezervasyon yaptırdık..Sırf Tekila için Ultra herşey konseptini tercih ettik ve olacaksa da en güzeli olsun diyerekten Otel Odasını tercih ettik (=

09.07.2012 – 14.07.2012 tarihleri arasında hayallerimin şehri olan Bodruma gitmek için asker şafağı sayar gibi bodrum şafağı sayıyordum. Yaklaşık 180 günden başladım.Artık öyle ki arkadaşlarım bile “ yeter ya git bir an önce bizde kurtulalım sende kurtul “ diyorlardı..160,140,100,81 derken illere geçince zaman da çabuk geçti ve bir gün geldi ki Şafak Tan Doğan Güneş oldu (=

09 Temmuz gecesi saatler 00.00 ‘ ı gösterdi ve Kadıköyden kalktı otobüsümüz..

Uyuduk , uyandık uyuduk , uyandık derken Susurluk’a geldik eee buraya geldiğinde bi Ayran içip bir Tost yemeden gitmek olmazdı (=





Resim Kaynağı : Google

Yol boyunca o Bodrum tabelasını görmeyi hayal ettim ve o tabelayı görüncede "oh be" dedim.



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)

Otobüsten inip aktarma aracını bekledik neyse ki çok gecikmeden geldi.Hemen bavulları yerleştirdik bindik araca.Önce diğer yolcuları otellerine bıraktı. Bizimle birlikte toplam 6 kişi aynı otele gidecektik.Ben ağzım kulaklarında mutluluktan etrafa bakıyordum bol bol fotoğraf çekiyordum

ve sonra o yazıyı gördüm "Gümbet" .. ! "tamam artık geldik" dedim..



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)

Zaten birkaç dakika sonra da otelimiz İsis otel'e kavuştuk.



Resim Kaynağı : tatilbudur.com



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)

Yaklaşık 11 saat sonunda oteldeydik ve odaya girişimiz saat 14.00’dı.

Reception'a gittik ve giriş işlemleri yapılırken “ isterseniz şu an da tüm hizmetlerden yararlanabilirsiniz “ dediler..



Resim Kaynağı : tatilbudur.com

"Eh biraz oteli turlayalım 12.30’a kadar en azından yemek yeriz" dedik.Başladık oteli turlamaya Koridor'da yürüyorduk.Sağ taraftalarda kıyafet satan yerler,market,otel'in cafeleri v.s mevcuttu..Koridorun sonu dışarı bağlanıyordu bizde dışarı çıktık bildiğiniz saunaya gelmiştik dışarıda 40 C hava var herkes bikinileriyle biz ise capri ve tişortlaydık.

Havuza giren insanlara bakınca içim nasıl gidiyordu anlatamam.. O sırada bir ah ettim “ keşke bavuldan bikinileri alsaydık “ diye ama yapacak bişey yoktu :(



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)

Geçtik arka bölümüne (Gece asla yer bulamazdın..Aşağı da ki ilk fotoğrafta büyük olasılık saat 18.00 civarı çekildi veya otelin daha yoğun olmadığı bir ayında çekildi bu kadar boş olduğuna göre vardır birşeyi ) burada baktık kimsecikler yok bizde oturduk bir şemsiye altına. Madem tüm hizmetlerden yararlanabilirdik iki bira aldık bir de zaman geçsin diye tavla oynayalım dedik (eh tabi tavla oynamasınıda bilmiyordum o zamanlar.gerçi hala daha bildiğim söylenemezde :) )



Resim Kaynağı : tatilbudur.com



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)

Baktık olmuyor saatte geçmiyor içeri girdik yoksa o sıcakta kavrulcaktık..

Zaten yemek saatide yaklaşmıştı bizde yemek yenilen bölümün yakınında oturduk.

Saat 12.30 olduğu anda indik .

Yer bulmakta zorlanmadık sonra ki günlerde baktığımda ne akşam ne sabah yer bulmak hiç kolay değildi


Sabah insanlar uyanır uyanmaz (ki saat 07.30 da bile kalkan vardı anladığım kadarıyla çünkü havuz da yer bulmak çok zor oluyordu..) iniyorlardı en güneşsiz yerlerde oturuyorlardı.Cam kenarları ciddi anlamda sıcak oluyordu ve içeride salon tipi klima olmasına rağmen yine havasız kalıyordu.


Akşam da havuz deniz saati bitince(18.00'da havuz sondu ve zaten o saate kadar da kimse kalmıordu) yine yer bulmak bir o kadar zor oluyordu.Artık dışarlarda yiyorduk ve yine çok kalabalık olduğu için insanlar en güzel,en manzaralı yerleri kapıyordu :)

Öğle aralarında o kadar gelen olmuyordu nede olsa Snack barlar vardı ve oralarda hamburger,makarna,salata,patates kızartması gibi yiyecekler veriliyordu (zaten içecekler her daim vardı..) bu yüzden öğle arası boş oluyordu.(ki bizde sonra ki günlerde öğle aralarını Snack bardan yediğimiz yiyeceklerle karnımızı doyuruyorduk)

Dipnot olarak belirtiyim : Bu otele giderseniz asla aç kalmazsınız :)





Resim Kaynağı : tatilbudur.com

Neyse açık büfe olduğu için aldık yiyeceklerimizi aklıma cem yılmazın esprisi geldi “ Biz Türkler bitecek bitecek diye tabağı dolduruyoruz sonra yere düşüncede “aa düştü ya dolmam düştü diyoruz “ aynı o mantık oldu bende doldurdum tabağı ama ne yapayım yoldan gelmiştim ve acıkmıştım .

Resim Kaynağı : tatilbudur.com

Yemekler yenildi kaldı yine geriye 1 saat.

Haydaa zaman geçmiyordu..

Denize girenleri havuza girenleri görünce,insanın nasıl içi acıyordu :(

Artık otelin lobisinde bekleme kararı almıştık.En azından yine farklı bir yer olsun dedik.



Resim Kaynağı : tatilbudur.com

Saat 14.00 oldu bizim oda hala hazır değil ..!

Hayda dedik.. ilk günden sorun yaşıyorsak daha sonra ki günler ne olacak dedik.

Odaya girdiğimiz de saat 14.30 olmuştu .

Zaten odaya girdiğimde "oh be" dedim ve yatağa attım kendime.

Oda teras kattaydı ve Bodrum tüm güzelliğiyle bize bakıyordu.





Resim Kaynağı : tatilbudur.com

Partnerime kalsa önce duş sonra biraz uyku sonrada denize falan gitme modu olacaktı.

Ben de dedim “ olmaz hemen hazırlan çıkıyoruz “ dedim ve hazırlanıp çıktık .

Hemen deniz kenarına.. Eh sorun şu ki o saatte oralarda yer yoktu. Bizde plaj bölümüne (yani kum-taş karışık bölüme) gittik.



Resim Kaynağı : tatilbudur.com

Havluları attık ve denize atladık biraz soğuktu ama bn alışığım güzeldi .

Partnerim biraz girmekte kem küm etse de sonunda oda kızgın kumlardan serin sulara daldı :) dedim ya aksilik olacak diye..

Sen gel koca eşek arısı kafama kon , ilk önce anlamadım saçım önüme geldi sandım partnerime baktığımda yüzünde şaşkınlık ifadesi vardı “suya gir suya “diyor bende “ gel kurtar beni “diye çığlık atıyorum :) gelip ne yapacaksa . Sonra neyse ki eşek arısı gitti eğer soksaydı sanırım tatilim zehir olacaktı :(



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)



Resim Kaynağı : tatilbudur.com



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)

Balıklar içinde yüzüyorsun :)

Denizden çıktık,partnerim tam bir havuz hastası ve dedi ki “ hadi havuza gidelim “ “peki “ dedim tam havuza doğru çıkıyorduk bir yerlerden bir salsa müziği geldi ve dedim ki “ haydi biz de gidelim “ partnerim “ tamam “ dedi. Sonuçta eğlenmeye gitmiştik oraya :) Salsaya katıldık ve bildiğin salsa yapmayı öğrendik tabii biraz amatörce olsun olacak kadar..Zaten hep salsa yapmak istemiştim şansa bu zamanaymış..Salsa bitince hemen ardından Dansa Kuduro çaldı onada bir dans uydurmuşlar onuda çözdük :) kan ter içinde bu sefer kendimizi havuza attık..



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)



Resim Kaynağı : tatilbudur.com

Eh dondurmalarımızda vardı gitti partnerim iki tane dondurma aldı geldi.Bir iyi geldi bir iyi geldi ki.



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)

Daha sonra da odaya çıktık akşam hazırlığı başlasın diye.
19.30 ‘ da yemek saatiydi.

Yemekler ne çok güzel ne çok kötüydü. Sadece biraz tuzsuz geldi bana . İçecekleri de siz garsona söylüyordunuz onlar getiriyordu..



(Fotoğraf Çekimi bana aittir)

İlk gün biraz yorgunluk vardı üzerimizde ama yinede yemekten sonra biraz turladık oteli, keşfetmemiz lazımdı :)

Saat 22.00’da animasyoncuların yapmış olduğu gösteriler vardı bence başarılıydılar..



Ayrıca bazı akşamlar saat 00.00’dan sonra (yani hemen hemen animasyon bittiği zaman) canlı müzik yapıyorlardı deniz kenarında hatırladığım kadarıyla Tamba Tumba bardı.
Otelin barı nerde diye merak ettik ama ilk gün yorgunluk vardı üzerimizde hiç uğramadık.

Ama ikinci gün otelin barına gittik çok az insan vardı ama eğlenmesini bildikten sonra hiçte önemli değil..

Evet bir yoğunluk olsun istiyorsun doğru ama animasyoncular insanları gümbete götürüp orada ki gece klüplerinde eğlendirdikleri için yapacak bir şey yoktu bizde bu şekilde kendi çapımızda bir yandan tekila içip bir yandan dans ediyorduk ve bence çokta keyifli oluyordu..

Ayy aklıma geldi de o gece içtiğim tekilanın midem de kalmamasına ne demeli neyse bilen biliyor detayı :)

Aslında Gümbete gitmek gezmek bende çok istiyordum

"Bodruma gittik ve en eğlenceli mevkisine gitmişken neden otelde kalıyım ki" dedim.Partnerimle bir keresinde "gümbete inelim gezelim" dedik maalesef ogün hem partnerimde hem de bende ayakta yaşadığımız problemden dolayı gidemedik bir yere. Ve bütün tatili otelde geçirdik.

Zaten 6 gün 5 geceydi ilk gün yol yorgunluğu var son gün zaten hüzün var.(ki otelden ayrıldığım zaman neden deli gibi ağladım onuda anlamış değilim:) )ee aslında doya doya yaşabileceğin 3 günün var.Zaten bir daha tatile gidersem 8 gün 7 gece veya en kötü 7 gün 6 gece yapcam tatili işte o kadar nokta :)

Gelelim A la carte’lara 4 tane A la carte mevcut biz sadece iki tanesinden yararlanabildik.

İtalyan ve Balık(deniz ürünlerinide hiç sevmem ama sırf partnerim istedi diye gittim ).

A la carte’larda, yediğiniz yemekler ücretsiz sadece içtiğiniz içecekler ücretli.İsis oteli tercih ederseniz zaten muhakkak gitmenizi tavsiye ederim .

Yine Dipnot : bir çok otelin A la Carte’larında yemeği de ücretli olarak veriyorlar..

İtalyan A La Carte’ında Nilay hanım var (ismi nilay hanım olarak kaldı ama) çok tatlı ve çok güleryüzlü bir bayan..Bize ilk kendisi önerdi zaten.Gerçekten otele yakışan bir isimdi..

İtalyan A La Carte’ında da yemekler güzeldi gerçekten otel yemeklerine bin basar diyebilirim :)



Resim Kaynağı : tatilbudur.com

Balık A La Carte’ının konumu gerçekten çok güzel denizin dibinde ve mükemmel bir manzaraya sahip..Balık yemeye çalışsam da(ki 10 yıldır ağzıma sürmüyordum) yiyemedim denedim olmadı ne yapayım.Ortaya gelen salata ve yemek sonunda ki tatlıyı yiyebildim.



Resim Kaynağı : tatilbudur.com

Otel de su balesi de yapıldı ve bence çok güzeldi. Hele de su balesinden sonra damat halayı çalmaz mı.. Amenna, ben biliyorum partnerimde biliyor ama diğer İngiliz,Hollandalı,Alman v.s. bilmiyor yanımda ki de her kimse bilmiyor öğretmeye çalışıyorum ama İngilizcede yok ki right left diyebiliyorum sadece :) Ayağımada çok bastı ama neyse :)

Asıl bomba bundan sonra başladı Türk gecesi gibi bir şey oldu. Düşünün artık zıp zıp zıpla çekirge falan çaldı ve Türkler ortaya döküldü toplasanız 4 veya 5 Türk ortada(benle ve partnerimle birlikte) dans ettik millet kenardan da bizi izliyordu..O gece bara gittiğimizde Türkmenistanlı mı , Kazakistanlı mı bilmiyorum ama bir bayan partnerimle bizi durdurup “ very good , very good” diyordu :) zaten bizi gören herkes ertesi gün selam veriyordu o derece yani otel bizi tanıyordu..

Bilardo ve Dartta vardı . Bilardoyu da bilmezdim eskiden bir kere oynamıştım ama saçma sapan bir şekilde. Sağolsun partnerimin sabrı sayesinde öğrendim . Dartı son günü oynayabildim daha doğrusu ağladığım için oynamamıştım. :)

Tenis, Volleybol daha bir çok aktivite vardı ama o kadar yoğun bir tempo içindeydik ki onların hiçbirine fırsat bulamıyorduk ama her gün fix salsa veya bazen çaça oluyordu onlara katılıyorduk.

Gelelim Sonuç Bölümüne ve Değerlendirmeye ;

Gitmeden önce de geldikten sonra internette ki şikayetleri okudum.

Çok fazla kötüleme olmuş bana sorarsanız. Evet benimde memnun olmadığım şeyler vardı mesela yemekler çok iyi değildi. Odaya konulan bardaklar tozluydu ,çalışan sayısıda azdı,biralar su gibiydi.. Club odalarında kalanlar hiç memnun olmadıklarını ve lağım koktuğunu söylemişler. Biz otel odasında olduğumuz için sıkıntı yaşamadık..

Ayrıca merak ediyorum . İnsanımız şikayet ettikten sonra ellerine ne geçiyor anlamadım ? onlara bedava tatil mi veriliyor ?.Belki rakip firmalar bilerek yazıyor nerden biliyoruz ? :)

Özet olarak söylemek gerekirse daha önce hiç otele gitmedim. Diğer otellerle karşılaştırma tabii ki de yapamıyorum ama insanın içinde eğlenmek varsa ve partneride kendi gibi eğlenceliyse yerin çok önemi yok.. Atalarımız ne demiş,iki gönül bir olunca samanlık seyran olur aynı o mantık. Kiminle gittiğiniz çok önemli size ayak uydurabiliyor mu siz ona ayak uydurabiliyormusunuz ? (bekar insanlar için söylüyorum.) ben gittim açıkcası çok ama çok memnun kaldım eksikleri görmemezlikten geldim ben kendim her şeyi güzelleştirmek istedim. Sonuçta 1 yıl çalışıyorsun ve tatil için para harcıyorsun. Rezillik çıkarmak yerine elindekiyle idare etmeye bakacaksın arkadaş. Herkes deneme yanılma yoluyla öğrenir beğenmezsen bir daha gitmezsin olur biter. Kendime soruyorum ben bir daha gidermiyim diye sanırım giderim.. Sonuçta hayallerimin şehri Bodrumdaydım ve hayatımda ilk defa bir otel de kaldım bunun bile heyecanı çok farklıydı.Gittiğimde de gayet memnun kaldım. Tavsiye ederim . İnternette yazılanlara bakarsam ohooo 7 yıldızlı otellere de gidemicez :)

Sadece Jolly Tur’u tercih etmem o kesin..! Giderken bir sorun yoktu ama dönüşte hem şöför yanlış yoldan gidiyor,hem tv çalışmıyor,hem araba sarsılıyor v.s v.s. daha bir çok şey sayabilirim.Otele giderim ama Jolly Tur'la asla..! Bu yüzden gideceğiniz Tur'u iyi seçin derim ve mümkünse otobüsü değil uçak yolculuğunu tercih edin..Biz sonradan neden uçakla gidip dönmedik diye isyan ettik..

Bu sene bir yere gidemiyorum bazı sebeplerden dolayı ama seneye Allahın izniyle Çeşme tatilini ayarlayacağım yine partnerimle beraber ve o zaman kıyaslamamı daha iyi yapacağıma inanıyorum :)

Aşağıya otelle ilgili bilgileri size atıyorum.

Ona göre ölçer tartar gidersiniz .

Tatile gideceklerine şimdiden iyi tatiller diliyorum :)


Ultra Herşey Dahil Konsept Özellikleri


Kahvaltı (06:00 ile 07:00 saatleri arasında) (Ücretsiz)


Geç Kahvaltı (07:00 ile 10:00 saatleri arasında) (Ücretsiz)


Snack Saati (12:30 ile 17:00 saatleri arasında) (Ücretsiz)


Öğle Yemeği (12:30 ile 14:30 saatleri arasında) (Ücretsiz)


Coffe Break (10:00 ile 18:00 saatleri arasında (Ücretsiz))


Pide Saati / Gözleme (12:30 ile 17:00 saatleri arasında) (Ücretsiz)


Akşam Yemeği (19:00 ile 21:30 saatleri arasında) (Ücretsiz)


Gece Çorbası (23:00 ile 00:00 saatleri arasında) (Ücretsiz)


Tüm Yerli ve Sınırlı Yabancı İçecekler Ücretsiz


KONUM:

İsis Hotel&Spa, Bodrum Asarlık mevkiinde bulunup; Havaalanı’na 45 km, Bodrum şehir merkezine 4 km, Gümbet’e 2 km uzaklıkta yer almaktadır. Denize sıfır konumdadır.

ODA:

İsis Hotel&SPA’da 292 adet club odası, 109 adet otel odası olmak üzere toplam 401oda, 1032 yatak mevcuttur. Odalarda balkon, zemin, merkezi klima, küvetli banyo, saç kurutma makinesi, mini bar, çay-kahve set up, oturma grubu, kasa, LCD TV, direk telefon, hotel odaları seramik olup, parça halı bulunmaktadır.

TESİS:

İsis Hotel&SPA’da ana restoran, 4 adet a la carte restoranlar (1 kez kullanımlı ve rezervasyonlu), barlar, kapalı ve açık yüzme havuzları, açık ve kapalı çocuk havuzu, animasyon, surf (lisanslı), tüm su sporları (banana, jet-ki, water ski, parasailing, jogging), oyun odası, bilardo, tenis kortu, masa tenisi, dart, plaj voleybolu, basketbol, mini futbol, SPA center, fitness center, Türk hamamı, sauna, dalış okulu, disco, doktor, kiralık kasa, wireless internet, kuaför, çamaşırhane, oda servisi, masaj, TV odası, bebek bakıcısı, canlı müzik, alışveriş merkezi, nargile cafe, mini club, çocuk büfesi, çocuk oyun alanı, toplantı salonları bulunmaktadır.

ÜCRETSİZ HİZMETLER:

Türk kahvesi, Türk hamamı, sauna, masa tenisi, dart, plaj voleybolu, basketbol, fitness center, tenis, sörf, bilardo, boccia, plaj havlusu, minder, şemsiye , dondurma (saat 17.00-18.00 arası ücretsiz) otel misafirlerine ücretsiz olarak sunulmaktadır.

ÜCRETLİ HİZMETLER:

Kiralık kasa, a la carte restoranlardaki içecekler, Japon a la carte restoran, SPA center, masaj, güzellik salonu, kuaför, oda servisi, oyun odası, tenis kortu ışıklandırması, çamaşırhane hizmetleri, motorlu su sporları, dalgıç okulu, katamaran, nargile cafe, bebek bakıcısı, dondurma (saat 17.00-18.00 arası ücretsiz), taze sıkılmış meyve suları, şişe ve markalı içecekler, internet otel misafirlerine ücretli olarak sunulmaktadır.

ÇOCUK:

İsis Hotel küçük misafirlerine mini club, çocuk büfesi, çocuk oyun alanı, çocuk havuzu, bebek bakıcısı hizmeti sunmaktadır.

PLAJ:

İsis Hotel’in 200 metre marina ve özel plajı mevcuttur.

KONAKLAMA:

İsis Hotel ultra her şey dahil konseptinde olup, sabah, öğle ve akşam açık büfe yemekler, geç kahvaltı, a la carte restoran (Türk, İtalyan, Çin, Balık rezervasyonlu- ücretsiz, içecekler ücretli olup, Japon Restoran ücretlidir), snack ikramı, çay saati, gece çorbası, mini bar (soft içecekler), 24 saat yerli alkollü-alkolsüz içecekler ve otelin belirlediği yabancı içecek hizmeti sunulmaktadır.

ÖZELLİKLER

Açık Havuz

Disko

Minder

Akşam Yemeği

Doktor (belirli saatlerde)

Mini Club

Animasyon

Fitness Center

Oda Servisi

Banana

Geç Kahvaltı

Öğle Yemeği

Bar

Hamam

Oyun Bahçesi

Basketbol

Jet-Ski

Oyun Salonu

Beş Çayı

Kahvaltı

Parasailling

Bilardo

Kapalı Havuz

Sauna

Canlı Müzik

Kuaför

Şemsiye

Çocuk Bakıcısı

Kuru temizleme

SPA

Çocuk Havuzu

Masa Tenisi

Tenis(gündüz)

Dalgıç Okulu

Masaj

Windsurf

9 Nisan 2013 Salı

"Kendi yaralarını kendin dikebilirsin" dedi Tanrı ve elime bir iğne verdi.


Hassta Etme Adamı



30.03.2013 tarihinde Atacan Eğitim Kurumlarında oynanan Süheyl&Behzat Uygur'un oynadığı " Hassta Etme Adamı " tiyatrosuna gittim.

Toplam 6 skeçten oluşuyor ve Doktorlarımızın hastalarla yaşadığı diyalogları abartı bir şekilde anlatıyor.

Doktor olmak gerçekten çok zor bir meslek,biz hep kendi açımızdan " hasta " rolünü oynarız ama karşı tarafı hiç düşünmeyiz ve şunu belirteyim ki gerçekten çok iyi anlatmışlar.

Tiyatrodan çıktığım zaman artık ağzımı hissetmiyordum o derece diyebilirim (=

Hele bir skeç vardı " Aile Hekimi " olayı gerçekten çok fazla güldüm diyebilirim.

Sizlere önemle ve şiddetle önerebileceğim bir tiyatrodur.

Muhakkak gitmenizi tavsiye ederim.


Rezervasyon için : 0530 414 16 16


Tiyatro Zamanı :

05.04.2013

06.04.2013


Tam : 35tl

Öğrenci : 25tl


İletişim : Bayar Cad. Cemil Akdoğan Sok. No: 3/5 Kvk Bayi Hizası Kozyatağı Mh. Kadıköy


Mutlu bir beraberlik için..!

Bu akşam eve geldiğimde eşim Akşam yemeğini servis ediyordu. Elini tuttum ve ona söyliyeceğim şeyler olduğunu söyledim. Masaya oturdu ve sessizce yemeği yemeye başladı. Ve yine gözlerinde o korkuyu gördüm.

Bir an da kasıldım ağzımı acamıyordum ama düşüncelerimi söylemem lazımdı. Ben boşanmak istiyorum. Sinirlenmedi Sözlerime karşılık vermedi, sadece sebebini sordu.

Bir cevap veremedim ve buna çok sinirlendi elinde ki Çatal Bıcakları fırlattı. Bana bağırdı ve Adam olmadığımı söyledi. Bu akşam tek kelime konuşmadık. Eşim bütün Gece ağladı. Farkındaydım Evliliğimiz ne olacağını merak ediyordu, ama onu tatmin edecek birşey söyliyemiyecektim. Ben jane'e aşık oldum, eşimi sevmiyorum artık.

Bu vicdan azabıyla bir Evlilik sözleşmesi hazırladım, Evi, Arabayı ve Şirkettin 30% ona vercektim. Sözleşmeye kısa bir süre baktı ve yırttı. 10 yıl hayatımı paylaştığım bu Kadın bana yabancı olmuştu. Onun harcadığı zamana ve enerjiye üzülüyordum, ama geri dönemezdim, Jane'e çok aşık olmuştum. Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı, bu benim beklediğim bir tepkiydi. onun ağlaması benim hafiflememe sebep olmuştu. Bir süredir aklımdan geçiriyordum boşanmayı, bu fikir bende saplantı haline gelmişti ve şimdi bu duyguyu daha da güclü hissediyordum ve doğru karardı.

Bir sonra ki akşam eve geç gelmiştim ve Eşimi Masada yazı yazarken gördüm. Çok uykum vardı ve Akşam yemeğini yemeden uyumaya gittim. Jane ile geçirdiğim o kadar saat beni yormuştu. Bir ara uyandım ve onu hala yazı yazarken gördüm Masa da. Ama bu benim Umrumda değildi ve başımı cevirip uyumaya devam ettim. .

Ertesi sabah bana Şartlarını yazı halinde sundu. Benden hiç birşey istemiyordu, sadece boşanmamızı ilan etmek için 1 ay müsade istedi ve bu zamanda normal bir Aile gibi davranmamızı istedi. Bunun sebebi Oğlumuzun 1 ay sonra Sınavların olması ve bu dönemde ona bu yükü bindirmemekti. Bu kabul edilebilinir. Birşey daha vardı, benden onu Evlilik Gecesinde onu kapıdan içeriye nasıl taşıdığımı hatırlamaktı, ve 1 ay boyunca her sabah onu Yatak odasında Kapıya kadar taşımamı istedi. Kafayı yediğini düşündüm, ama son günlerimizin iyi gecmesi acısından, kabul ettim.

Sonra bu şartlardan Jane bahsettim, yüksek ses ile gülüp bunun çok sacma olduğunu ve eninde sonunda Boşanmayı kabul etmek zorunda kalacağını söyledi.

Eşimle boşanma konusunu açtığımdan beri Fiziksel temasda bulunmadık. Bu sebepten ilk gün onu kucağıma alıp kapıya götürdüğümde tuaf bir duygu yaşadım. Oğlumuz arkamızda duruyordu ve alkış yapmaya başladı 'Babam Annemi kucağında taşıyor' bu onu çok sevindirmişti, Sözleri canımı acıtmıştı... Yatak odasından Evin Kapısına kadar 10 metre taşıdım. Eşim gözlerini kapatı ve kulağıma'Oğlumuza boşanmamızdan bahsettme' diye fisildadı. Bende başımı öne eğerek tamam dedim, ve içime bir üzüntü çöktü. kapı önünde onu bıraktım Eşim Otobüs durağına gitti ve onu İşe götürecek olan Otobüsü bekledi. Bende tek başıma Ofise gittim.

2. gün bu oyunu oynamak bize daha kolay gelmişti. eşim başını Göğüsüme yasladı, ve onun kokusunu duydum. Birden Eşime uzun süredir bakmadığımı anladım. Ve onun Evlendiğim zama ki kadar Genc olmadığını farkettim. Yüzünde hafif cizgiler oluşmuş saclarına ak düşmüştü. Gecen yıllar öylesine yanından geçmemişt, O an kendime ona bununla neler yaptığımı sordum.

4. Gün onu kucağıma aldığımda bir güven duygusu yaşadım. Bu bana Hayatının 10 yılını Hediye eden Kadın.

5. gün bu güven duygusu daha da büyümüştü. bundan Jane bahsettmedim. Günler geçtikce onu taşımak daha da kolaylaşmıştı, belki de bu sayede yaptığım antreman dan dolayı dı bu.

Bir Sabah onu ne giyeceğini düşünürken izledim. İsyan ederk her gün kıyafetlerin biraz daha bol geliğini söyledi. Birden onun ne kadar süzüldüğünü ve kilo verdiğini farkettim. Demek ki onu her sabah daha kolay taşıyabilmemin sebebi buydu. Birden yüzüme yumruk gibi vurdu. Bu kadar Acıyı ve Üzüntüyü Kalbinde taşıyordu. farkında olmadan başını okşadım. O an Oğlumuz da geldi ve ' Baba Annemi taşıman lazım ' dedi. Bu hayatımzın bir parcası olmuştu, Babasının Annesini odadan Kapıya taşıması. Eşim Oğlumuzu yanına çağırdı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Ben başımı cevirdim, son anda kararımdan vazgecmek istemiyordum. Onu kucağıma aldım ve Yatak odasından Kapıya kadar taşıdım. Elini enseme koymuştu ve ben onu sıkı sıkı tutmuştum. Tıpkı Evlendiğimiz gün gibi.

Artık Huzursuzlanmıştım bu kadar kilo vermesinden. Son Gün onu kuçağım da taşıdığımda hareket etmedim. Oğlumuz okuldaydı ve Eşime Hayatımızda ki yakınlığın ne kadar eksildiğini söyledim. Ofise gittim arabadan fırladım kapıyı kilitlemeden bunun için zaman yoktu. Her anın kararımı değiştirmesinden korkuyordum ve Merdiven den yukarı koştum, yukarı varınca Jane kapıyı actı. Ona Karımdan boşanmayacağimi söyledim.

Şaşkın bir ifadeyle elini anlıma koydu ve ' Senin ateşin mi var' diye sordu. Üzgünüm Jane ama ben artık boşanmak istemiyorum dedim. Evliliğimizin renksiz kalması sevgi eksikliğinden değil, birbirimizin değerini unuttuğumuzdan dı. Şimdi aklıma geldi ki, ona Evlendiğimiz Gün kapıdan içeri taşıyınca ömrümün sonuna kadar Sadakat yemini verdiğimi........ Jane olayı anlayınca yüzüme bir tokat attı ve kapıyı kapatarak ağlamaya başladı. Hemen aşağa koşup ilk Çicekciye gidip Eşime bir Buket çicek aldım, üzerinde ki karta da'''Seni her sabah hayatımın sonuna kadar taşıyacağim'''' .

Eve vardığımda yüzümü bir gülümseme kapladı, elimde Çiceklerle yatak odasına gittim ve Eşimi yatağın üstünde Ölü buldum. Eşim aylardır Kanser ile savaşıyordu ve ben Jane ile ilgilenmekten bunu farketmemiştim. Fazla yaşamayacağını bildiği için, beni Oğlumun bana negativ tutumundan korumaya çalışmıştı . En azından Oğlumun gözünde iyi bir Eş olarak kalmamı istemişti.

İlişkide ki küçük şeylerdir önemli olan. 
Villalar, arabalar çok paralar değil . bunlar hayatı kolaylaştırır ama asla Mutluluğun temeli olamazlar.

İlişkine zaman ayır ve ilişkinin güven ve huzur anlamına gelecek şeylere meşgul ol.

Mutlu bir beraberlik yaşa.





Romantik Sevgili :)

Evet Sevgilim , insan isteyince nasıl da romantik olabiliyor bak aşağıdaki resme..

Bunu daha ilk başladığımız zamanlarda masama koymuştun..
Yazı zaten müthiş..!




Bak Bak aşağıda ki resme ((=
Bu resmi de kendin çizmiştin ve masama koymuştun nasıl da mutlu olmuştum ((=





... Ve daha bir sürü şey..
Evet erkek biraz romantik olacak sevgilisine arada küçük sürprizler yapacak.. Maddi boyutu değil manevi boyutu önemli olacak..

 Sen iyi ki varsın sevgilim.. Romantik olsan da olmasan da ben seni çok seviyorum .
 Umarım dünyanın döndüğü gibi sende bana geri dönersin , yani bloguma ((=
 Anladın sen onu.


.


Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Seni hep hep yeniden başlamak isterim..!

Yağmur ***

Erkekler Ayıdır! Elbet Bir Gün Evleneceğiz! Neyin kafası bu...

Evet kabul ... Kızarız, söveriz, ağlatırız, sızlatırız... Evet kabul... Biz çok ayıyız, romantizm nedir bilmeyiz, önem verdiğiniz şeylere anlam veremeyiz, bazı şeyleri anlamanızı beklemeyiz... Evet kabul... Biz erkekler biraz ayıyız... Unutmadan, ayılar da kendi aralarında ayrılır haberin olsun bitter çikolatam...

Ama elbet bir gün önünde eğileceğim bakalım o zaman da aynı cümleleri kurabilecek misin ?


Ve unutma ki; "Ayrılıkların da sonu var! Bir gün çıkıp geleceksin..." derdim eskiden, artık gitmemen için dua etmenden başka bir seçeneğim yok...


Erkeklere küçük bir not: Sevgili biraderlerim siz siz olun kadınlara bir şey kabullendirme kalkmayın... Ben başaramadım! Taktik şu; kadınlar ne derse desin he diyip kendi bildiğinizi okuyun arkadaşlar :))

Serhat...

2 Nisan 2013 Salı

Sanat Küçük Kalplere Dokunuyor


Sanat, tıp ve iş dünyası, kalp hastası çocuklar için el ele veriyor. Ünlü ressam Renée Niklan’ın 17 eseri, 10-14 Nisan tarihlerinde Ekavart Gallery’de sergileniyor. Ekavart Gallery nerede diyenlere, işte adres:  The Ritz-Carlton Hotel, Süzer Plaza, No: 15, Gümüşsuyu-İstanbul. Sergi, çarşamba-cuma günleri 11.00-18.30, cumartesi günü ise 12.00-18.30 saatleri arasında gezilebilir.

Bu serginin diğerlerinden farkı ne derseniz, salt bir resim sergisi olmanın ötesinde bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi niteliği taşıdığını söyleyebiliriz. Sergideki eserlerin satışından elde edilecek gelirin tamamı, gelişmekte olan ülkelerde doğuştan ya da sonradan kalp hastası olan çocukların tedavi edilmesi için kullanılacak. Tedavileri, bu işe gönül vermiş bir avuç tıp insanının kurduğu Herkes İçin Kalp Derneği (www.cptg.ch) gerçekleştirecek. Dernek, modern tıbbın sunduğu olanaklardan yararlanamayan bu çocukların İsviçre’de ya da kendi ülkelerinde ücretsiz tedavi olmalarını sağlıyor.


Ne yazık ki, gelişmekte olan ülkelerde her yıl yaklaşık 2 milyon çocuk kalp bozukluklarıyla doğuyor ve bu çocukların yarısı maddi kaynak veya sağlık sektöründeki insan kaynağı yetersizliği nedeniyle ilk iki yıl içinde yaşamını yitiriyor. Bu ülkelerde açık kalp ameliyatı olmayı bekleyen çocukların sayısı ise 8 milyonu buluyor.

Herkes İçin Kalp Derneği’nin kurucusu Ord. Prof. Dr. Afksendiyos Kalangos. Kalangos, iki kez Nobel Tıp Ödülü’ne aday gösterilmiş bir kalp cerrahı. Bu alanda 14 ayrı teknik geliştirmiş. Son 100 yılın en iyi cerrahlarından biri olarak tanınıyor. Ayrıca, dünyanın en prestijli tıp ödüllerinden Fransız Tıp Akademisi Ödülü’ne sahip.


Sergi, Alvimedica’nın sponsorluğunda gerçekleştirilecek. Alvimedica Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton, hayır amaçlı bu tür etkinliklere özel önem veriyor ve Herkes İçin Kalp Derneği’ni yürekten destekliyor.

Niklan’ın mutluluk, umut ve sevgi mesajları içeren eserlerinden oluşan  “Sanat Küçük Kalplere Dokunuyor” temalı sergisini mutlaka görün. Gidemem diyorsanız, sergiyi Türkiye’nin ilk online sanat televizyonu www.ekavart.tv’de de izleyebilirsiniz. Resimler, yüreğinizi ısıtacak…

Hem dernek hem de sergi hakkında şuradan bilgi alabilirsiniz: http://alvimedica.com/hearts-for-all/tr/

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

1 Nisan 2013 Pazartesi

Yedek Sevgili

Kimi sevsem, onun hep uzakta bir sevdiği vardı, unutamadığı ilk aşkı ya da onu terk edip giden sevgilisi.. Kimi derinden sevsem, o bir başkasını derinden hatırlardı. Öylesine çok sevdim ki onları, başkalarına duydukları sevgileri anlatmalarını sessizce, içim acıyla kanayarak dinledim. Beni yitirmekten hiç korkmadılar; çünkü onlara göre fazla iyiydim; bu yüzden ilk anda vazgeçilebilirdi benden. Beni terk edenlerden tek bir dileğim olurdu. "Ne olur, bir daha beni aramayın! Çünkü ben kolay unutamıyorum. Çünkü ben size duyduğum o akıl dışı aşk yüzünden keder bahçemi dağıtıyorum. Çocukluğumun o güzel bahçesini" böyle derdim onlara ama yine de ararlardı beni.. Soluksuz ve umutsuz kaldığı bir gecede mutlaka akıllarına ben gelirdim..

   
O,yedek sevgili..!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Düğün DJ - Düğün'ünüz için bir müzisyen mi arıyorsunuz?

Düğün Dj Düğün Orkestrası Düğün Müzik Organizasyon ve Ses Işık Sistemleri Hizmetleri 2016-2017 Kampanyaları için hemen arayın Booking & Management: (+90) 531 221 8931 - (+90) 539 366 13 37 veya serdarogluserhat@gmail.com adresine mail atınız.

Tek kişilik orkestra Düğün DJ hemen http://dugundjhizmetiorganizasyon.blogspot.com/ adresine tıklayın!

Hadi durma yaz...